güncelleme: yayınlama:

JARRACHARRA: Kuru Mevsim Rüzgarı – “Dokuma Eninde ve Ötesinde Giysiler” sergisi

JARRACHARRA: Kuru Mevsim Rüzgarı – “Dokuma Eninde ve Ötesinde Giysiler” sergisi

Tarih: 21 Haziran-8 Temmuz 2023

Yer: santralistanbul Kampüsü

 

JARRACHARRA: Kuru Mevsim Rüzgarı – Avustralya Yerli Sanatı

“Dokuma Eninde ve Ötesinde Giysiler” sergisi ev sahipliğinde

Küratöryel Metin:

Nereye aidiz?

            Bu sergi ile Babbarra Kadın Merkezi’nden Avustralyalı yerli sanatçılar ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü’nden öğrenciler olmak üzere farklı kültürel arka planlar, kişinin yurdu, ülkesi, toplumu ve gezegeni için “tekstil” ürünleri aracılığıyla “değer”, “koruma” ve “güçlendirme”nin görünürlüğünü artırmak gibi ortak bir amaçla bir araya geliyor. “Jarracharra: Kuru Mevsim Rüzgarı” bölge yerlilerinin aile ziyaretleri, törenler, şarkı söyleme ve dans etme amaçlarıyla yurtları ve ülkeleri arasında yaptıkları özel bir seyahat dönemine işaret ediyor. Jarracharra aynı zamanda Babbarra sanatçılarının Arnhem Land’de yerli kültüre ait farklı anlatıları tekstil desenleriyle nasıl buluşturduğunun da bir ifadesidir. “Dokuma Eninde ve Ötesinde Giysiler” sergisi ise bir kumaş eninin tümünü kullanarak, çevreye duyarlı bir giyim üretimi için bir tasarım önerisinde bulunuyor. Tasarımlarda kullanılan tekstil malzemelerinin çoğunluğunu Woolmark lisanslı Merino yün elyaflarından (20 tasarım temasının 17’sinde bu yün elyaflar kullanılmıştır) kumaşlar oluşturuyor. Kullanılan kumaşların tamamı ise stok fazlası parçalar.

            Tekstil, anlatıların kuşaktan kuşağa aktarıldığı sanatsal bir incelik ve kültürel ifade malzemesidir. Tekstil ürünlerinin incelenmesi yoluyla bir kültürün bütüncül ifadeleri ve dünyayla ilişkisi keşfedilebilir. Tekstil ürünleriyle yaratılan renk, motif ve desenler bir kültürün kozmolojisinin temsilleridir. Avustralyalı yerli sanatçıların tasarımlarının kültürel anlamları, içinde yaşadıkları topluluklara ve topraklarına duydukları aidiyet, derin bağlılık ve sevgi temalarını içerir. Sanatçıların tasarımlarında betimlenen imgeler, ataların ruhları ve ülkenin güçleriyle ilgili bir Kuninkju terimi olan “djang” ile bağlantılıdır. Bu terim geçmişte kabaca “rüya görme veya rüya zamanı imgeleri” olarak çevrilmiştir. Bu sergideki “djang”lar arasında ipek baskı yöntemi ile resmedilen imgeler, toplulukların kullandığı nesnelerden, bulundukları ve seyahat ettikleri yerlerden, içinde ve birlikte yaşadıkları bitkilerden, hayvanlardan ve kültürel anlatılarındaki canlı ruhlarından oluşturulmuştur.[1] Bu sergide sanatsal ve kültürel ifade için bir araç ve giysilerin de temeli olan tekstil, “koruma”, “değer” ve “güçlendirme” temalarını birbirine dokuyarak farklı kültürler arasında köprü vazifesi görür.

 

Kimi Koruruz?

            Yerli sanatçıların topraklarıyla olan derin bağı, yeryüzünün, maddi dünyanın ve toplulukların tüketilmesi döngülerine dayalı günümüz modern kültürü için “değer, koruma ve güçlendirme” temalarıyla birlikte bir ilham kaynağı olarak sunulmaktadır. Modern tüketim kültürününün izi moda endüstrisinde, giysilerin kullan-at bir ürün olarak görülmesiyle sürülebilir. Tüketicilerin beklentileri ve ucuz kıyafetlere erişim, çevre üzerindeki olumsuz etki ve düşük ücretli ve aşırı çalışan emek gücü pahasına sürekli yeni görünümler üretir. İstanbul Bilgi Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü öğrencileri, modada sürdürülebilirlik için yeni bir tasarım metodolojisi önerilmesine yönelik aciliyetin farkındadır. Modada sürdürülebilirlik araştırmaları, en fazla malzeme israfının ve çevresel atığın tekstillerin ve giysilerin üretimi aşamasında çıktığını ortaya koyar. Tasarımcıların kıyafeti tasarlamasının ardından, kalıpçılar kalıpları mümkün olan en verimli şekilde çıkarır. Bununla birlikte kalıp çıkarma aşaması, giysilerin dikilmesinden önce kumaşın en az yüzde 10-15’inin israf edildiği üretim aşamalarından biridir. Tasarım kararları kumaş israfının önüne geçilmesini sağlayabileceği için “Dokumanın Eninde ve Ötesinde Giysiler” sergisi, doğal ve insani kaynaklarla üretilen değerli tekstil malzemelerinin israfını engellemek amacıyla sıfır atık ve/ya asgari atık üreten kalıp çıkarma teknikleri önerir. Çevreye duyarlı tasarım-kalıp entegrasyonuyla kıyafet üretimine harcanan zamanı, toprağı, doğal kaynakları, insan gücünü ve enerjiyi korumak ve bunlara değer vermek, tasarımların amacı ve geliştirilmesi için bir temel teşkil eder. Endüstride tasarımcının israf etmeden bütün kumaşı kullandığı düşünceli tasarım-kalıp entegrasyonu, ortak yeryüzü kaynaklarımıza olumlu etkide bulunacak ve hepimizi güçlendirmeye yönelik bir eylem ortaya koyacaktır.

 

Bizi güçlendiren nedir?

            Babbarra Kadın Merkezi, Batı Arnhem Land’deki Arafura Denizi’nin kıyısında yaşayan bir Avustralya yerli topluluğunun yurdu olan Maningrida’da bulunur[2]. Babbarra, Avustralya’nın en eski yerli tekstil girişimlerinden biridir ve 70’den fazla ipek baskı tasarımıyla 25’i aşkın sanatçıyı temsil eder.

            “Jarracharra: Kuru Mevsim Rüzgarı”, Maningrida bölgesindeki Avustralyalı yerli kadınların yurtları ve ülkeleri için besledikleri değerlerin ve gururun bir ifadesidir. En az 12 dilin konuşulduğu bu toprak, dil bakımından en büyük çeşitliliği gösteren topluluklardan birine sahiptir. Bu sergideki sanatçılar dört ile sekiz arasında farklı dili konuşur.

“Sürekli ülkemizi düşünüyoruz. Her zaman. Her seferinde. Kumaş ya da ağaç kabuğu (resimlerimiz) için olsun fark etmiyor, hep yurdumuzda olduğumuzu düşünüyoruz, ülkemizi düşünüyoruz.”

Deborah Worrkdij

           

Sıfır atık veya asgari atıkla kalıp çıkarma temeliyle üretilen tasarımların ardındaki temel motivasyon, dokuma tezgahından çıkan kumaşın tümünü bir ya da birden fazla kıyafette kullanmayı içerir. Sıfır atık ya da asgari atık çıkaran kalıp hazırlama tekniği, canlı sistemleri ve kaynakları tüketen bir sistem yerine daha fazla insanı döngüsel bir endüstriye, topraklarımıza ve topluluklarımıza değer verip onları korumaya ve eylemlerimizle güçlenmeye yönlendirecektir. Woolmark lisanlı kumaşlarla doğada %100 çözünür yün liflerinin kullanımı, yün yetiştirmenin büyük miktarlarda karbon salımının önüne geçme ve biyoçeşitliliği geliştirme potansiyeline sahip olması nedeniyle döngüsel tasarım yöntemine sunulan bir başka katkıdır.[3]

 

  

 

Babbarra Kadın Merkezi Sanatçıları:

 

Deborah Wurrkidj

Helen Lanyinwanga

 Jennifer Wurrkidj

Elizabeth Kandabuma

Sonia Namarnyilk

Kylie Hall

Janet Marawarr

Melba Gunjarrwanga

Dora Diaguma

Elizabeth Kala Kala

Belinda Kuriniya

Susan Marawarr

Elizabeth Wullunmingu

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Öğrencileri:

Alaa Al-Salafi

Ayça Kesan

Aytak Malekpour Farsadi

Bengüsu Alparslan

Betül Beyza Taşova

Ela Semiz

Eylül Gözen

Marina Arefeva

Miyuki Yanagisawa

Mohammed Faisal Aloran

Murat Karagüven

Nisa Çiçek

Orhan Bayraktaroğlu

Pelin Özbek

Pelinsu Karasu

Samet Topuz

Samira Zehra Diker

Selçuk Durdu

 

 Detaylı bilgi için tıklayınız.


[1] Sergideki “djangların” bazıları file çantalar (kunmadj) gibi örgü nesneler, dalyanlar (mandjabu), yabani yiyecekler (mamme), Yawkyawk (kunwaral) gibi ruhlar ve anavatandır (kunred). (Jessica Philipps ve Ingrid Johanson; Jarracharra: Dry Season Wind. (2019) Babbarra Women’s Centre. )

[2] Bu sözcük, Ndjebbana dilinde ata ruhunun sekil değiştirdiği yer anlamına gelen “mane djan karirra”dan türetilmiştir.

[3] Wool Facts: https://www.woolmark.com/globa...