Neden BİLGİ-MİMARLIK?
ALTERNATİF AKADEMİK YAPILANMA
Türkiye'deki üniversitelerde mimarlık fakülteleri genellikle lisans eğitimine öncelik verilerek kurulmaktadır. Fakültenin kurucu kadrosunu da doğal olarak farklı ilgi alanlarına sahip olsalar da bir grup akademisyen teşkil etmektedir. BİLGİ-MİMARLIK, bu döngüyü kırmak için dünyaya küresel ölçekte liderlik eden Anglo-Sakson modelini benimsemiş ve daha en başından farklı bir yol izleyerek akademik örgütlenmesini 2004'te yüksek lisans eğitimine öncelik vererek başlatmıştır. Bu tercih 2 bakımdan halihazırda varolan yapıları aşmaya olanak sağlamıştır:
Pratikle ve sektörle ilişkisi daha yoğun olmaya yatkın olan yüksek lisans eğitimininin nüvesi, farklı okullardan gelen tecrübeli akademisyenlerin yanısıra mesleğin öncüsü tasarımcıların işbirliği ile oluşmuştur. Dolayısıyla tasarımcıların konuk öğretim görevlisi olarak davet edildiği bir yapının çok ötesinde tasarımcılarla akademisyenlerin birlikte kurduğu ve güncel problematikler doğrultusunda sürekli birlikte yeniledikleri bir oluşum BİLGİ-MİMARLIK.

Yüksek lisansa öncelik vermenin ikinci avantajı böyle yenilikçi bir oluşuma yapılan çağrının daha ilk yıldan itibaren karşılık bulması ve Türkiye'nin çeşitli mimarlık okullarını bitirmiş iddialı bir genç mimar profilinin BİLGİ-MİMARLIK bünyesinde toplanmış olmasıdır. 29 farklı okuldan mezun olmuş yüksek lisans öğrencileri sayesinde lisans eğitiminin zaaflarını gözlemlemek mümkün olmuş ve bunun akabinde açılan Fakültenin zeminini bu deneyim zenginliği oluşturmuştur.
Böylelikle daha en başından tecrübeli akademisyenlerle mesleğin ve sektörün öncülerini ve iddialı gençleri aynı çatı altında toplamak ve biraraya gelen bu güçlü nüve ile sadece Türkiye'de değil uluslararası ölçekte iddialı bir Mimarlık Fakültesi kurmak mümkün olmuştur. Kuşkusuz iddialı bir fakülte kurmak için bu çeşitlilik de yeterli değildir, müfredat programlarının ve ortamın da bunlarla uyumlu bir yapıya sahip olması gerekir.
ALTERNATİF MÜFREDAT
Türkiyedeki mimarlık okullarının çoğunda hala geçerli olan geleneksel müfredat yapısı ikili bir sistem üzerine kuruludur: öğrencinin faal olduğu ve proje ürettiği atölye dersleri ile hocanın merkezde olduğu teknik ve kültür içerikli kuramsal dersler.
BİLGİ-MİMARLIK sadece öğrencilerin yaşam alanı haline gelen atölyeleriyle değil kurduğu çizim ve üretim laboratuarlarıyla da tüm dersleri öğrenci odaklı hale getirmiş ve "yaparak öğrenme" şiarını eğitimin tamamına yayan bir sistemi benimsemiştir. Bu sistem öğrencilerin sürekli deneyerek ve deneyimleyerek, ve hocalarından olduğu kadar birbirlerinden ve yüksek lisans öğrencilerinden öğrenmeleri üzerine inşa edilmiştir. Bu yolla elde edilecek olan kendine güven ve insiyatif kullanma cesareti iyi bir tasarımcının olmazsa olmaz niteliğidir.
ALTERNATİF ORTAM
Dünya deneyimi göstermiştir ki böylesi bir sistem ancak alışılagelen eğitim ortamlarından tamamen farklı bir ortamda mümkün olabilmekte ve yeşerebilmektedir: Bu yeni eğitim ortamının merkezi ne idari birimler ne de dersliklerdir. Tasarım ve üretim laboratuarları ve atölyeler, "yaparak öğrenme" üzerine kurulu sistemin odak noktalarıdır. BİLGİ-MİMARLIK öğrencilerine müthiş bir ayrıcalık sunarak her öğrencinin bir masaya sahip olduğu gece gündüz çalışılan atölye mekanları tahsis etmektedir. Böylece atölyeler öğrencilerin kritik almak için uğradıkları bir yer olmaktan çıkıp eğitim hayatları boyunca gece gündüz çalıştıkları, birlikte düşünüp, tartışıp, ürettikleri gerçek yaşam alanları haline gelmektedir: okul, öğrencinin hayatının merkezine yerleşmektedir.
Alternatif eğitim modeline olanak tanıyan bir diğer husus Santral kampüsünün kültürel aktiviteleri besleyen sinerjik ortamıdır, yaklaşık 100 yıllık bir endüstri arkeolojisi tesisinin kültürel/sanatsal aktiviteleri de içeren rekreatif, dışa açık, şeffaf bir üniversite kampüsüne dönüşmesiyle ortaya çıkan bu kompleks Mimarlık ortamının ürünlerinin üniversitenin diğer birimleriyle ve kamuoyuyla paylaşılması için elverişli bir ortam sunmaktadır. Santral kampüsü herşeyden önce İstanbul'un en çok özlemini duyduğu kamuya açık bir kampüs ve yeşil alandır, ve ayrıca içinde İstanbul'un en büyük ve baştan bu amaçla tasarlanmış sergi mekanını barındırmaktadır: enerji müzesinin yanı sıra çok sayıda galeri ve rekreatif işlevi içermektedir.
Mimarlık y. lisans eğitiminin binası olan E3 binasının giriş holü daha en başından atölye ürünlerinin sergilendiği sürekli bir sergi mekanına dönüşmüştür. Geçen yıl lisans 1. sınıflar tarafından üretilen"basic design" çalışmaları bahçenin çeşitli yerlerinde konumlanmış heykellere dönüşmüşlerdir. Bu süreç Santral kampüsünün açık alanlarını da bir üretim ve sergi alanına dönüştürmüştür. Yıliçi üretimlerini kamuya açık bir sergiye dönüştürme imkanı hem akademisyenler/tasarımcılar hem de öğrenciler için üretimleri üzerine bir mesafeden bakıp düşünme şansı; dolayısıyla eğitimi sürekli bir değerlendirme ve yenileme olanağı sunmaktadır.